Ursula K. Le Guin ile “Yazma Üzerine Sohbetler”

20 Nisan 2025
DERYA SİNAN

KBOO; Portland Oregon’dan yayın yapan, kâr amacı gütmeyen ve büyük ölçüde gönüllülerin desteğiyle varlığını sürdüren bir halk radyosudur. Radyo yayıncısı David Naimon, “kökleri yere sağlam tutunmuş, hayal gücüyse göğün zirvesine doğru dallanıp budaklanan bir yazar” (s. 18) olarak nitelendirdiği Ursula K. Le Guin ile radyonun stüdyosunda buluşur ve üç başlık altında yapacağı söyleşinin ilk ikisini (Kurmaca Üzerine ve Şiir Üzerine) orada gerçekleştirir. Kurmacadışı üzerine yapacakları üçüncü söyleşi içinse Le-Guin’in evinde buluşmayı uygun görürler. 

Ursula K. Le Guin ve David Naimon’un  2018’de yaptığı bu söyleşiler, Yazma Üzerine Sohbetler adıyla kitaplaştırılır. Kitap, Metis Yayınları tarafından ilk kez Haziran 2020’de yayımlanır. Kitabın üçüncü baskısı ise Temmuz 2022’de okurla buluşur. 

Kitabın girişinde Le Guin’in kaleme aldığı “Söyleşi Dehşeti” adlı yazı yer  alıyor. Naimon’la gerçekleştirdikleri söyleşinin onun için “dehşet” olmadığını anlattığı bu yazıda iyi bir söyleşiyi, iyi bir badminton maçına benzetir. “O topu birlikte havada tutabileceğinizi hemen anlarsınız, tek yapmanız gereken topun uçuşunu izlemektir.” (s.12) Kayıt odalarından birinde Naimon ile buluştuklarında başlangıçta tutuk ve utangaç da olsalar  o topu birlikte havada tutabileceklerini hemen anlar. “Tek yapmanız gereken topun uçuşunu izlemektir.” (s.12)  İyi bir söyleşiyi, “konuştukları mesele hakkında düşünmüş ve şimdi de bu meseleyi karşı tarafın söyledikleri ışığında düşünen kişiler arasındaki bir söyleşi” olarak görür. “İyi bir söyleşinin hiç bitmemesini istersiniz.” (s. 12) 

Ayrıca bu bölümde yazar olarak kurmaca hakkında uzun uzadıya konuşabileceğini ancak şair olarak konuşurken acemi ve utangaç olduğunu, kurmacadışı eserleri hakkında konuşmanın ise onu farklı biçimde korkuttuğunu içtenlikle dile getirir. “Benimle söyleşi yaparken bilgimin ve idrakimin sınırlarına saygı duyan ve benden Delphi Kahini’ni oynamamı istemeyen kişilere minnet duyuyorum.” (s. 14)

Söyleşiler, okuruna Le Guin’in deneyimleriyle zenginleşen öneriler sunuyor. Yazmak isteyenlere rehberlik ediyor. Yalnızca yazmak değil, “yazar olmak” üzerine okurunu düşündürüyor.

Bir yazar için eserini yayımlatmak, karşısına çıkan zorlu engellerden biridir. Çoğu yazarın tecrübe ettiği bu yenilgiye ve kendinden şüphe etme dönemlerine Le Guin kendi deneyimleriyle şu biçimde ışık tutuyor: “Başlarda ara sıra şu küçük şiir dergilerinden birinde bir şiir yayımlatmayı başarıyordum, dergilerin sekiz dokuz okuru vardı ama en azından yazdıklarım basılıyordu. Fakat kurmaca eserlerimi satamıyordum. Altı yedi yıl boyunca sistematik bir şekilde kısa hikâye ve roman yazıp yayımlatmaya çalıştım ama hiçbir yere varamadım. Kibarca yazılmış bir sürü ret cevabı aldım. (…) Sonunda engeli aştım. Bir hafta içinde iki hikâye sattım, birini ticarî bir dergiye, diğerini küçük bir edebiyat dergisine. Kapı bir kere açıldığında açık kalmaya devam ediyor.” (s. 46)

Elbette o açılan kapının hakkını vermek gerekiyor. Kitaptan yapacağımız kısa alıntılar dileriz, “yazmanın bir emek işi olduğu”nun altını bir kez daha çizer.  

“İnsanın iyi şeyler okuyup onlar gibi yazmaya çalışarak öğrenmesi lazım.” (s. 21)

“Bunu Virginia Woolf’tan öğrendim. (…) Üslûp ritimdir, der. Zihindeki dalgadır. Dalga, ritim kelimelerden önce oradadır ve kendisine uyan kelimeleri getirir.” (s. 23)

“Okullarda çok daha az okuma yapılıyor ve çok az dilbilgisi öğretiliyor. Bir yazar için daha aletlerin adlarını öğrenmeden ya da onları bilinçli bir şekilde eline almadan bir marangozhaneye atılıvermek gibi bir şey bu. Yıldız tornavidayla ne yapılır? Yıldız tornavida nedir? İnsanlara yazmaları için gerekli donanımı vermiyoruz, onlara sadece “Sen de yazabilirsin!” diyoruz ya da “Herkes yazabilir, otur da başla hadi!” Ama herhangi bir şeyi yapabilmen için öncelikle onu yapmanı sağlayacak aletlerinin olması lazım.” (s. 26) 

“Çatışma elbette hayatın bir parçasıdır, onu hikâyeerin dışında tutmak gerektiğini söyliyor değilim. Sadece hikâyelerin tek hayat damarının bu olmadığını söyüyorum. Hikâyeler farklı farklı bir sürü şey hakkındadır.” (s. 40)

“İnternetin, e yayınların, kendi eserlerini kendileri yayımlayan yazarların olduğu bir çağda her şey çok farklı. (…) Eserinin basıldığını görmek harika bir şey tabii ama arkadaş grubunun ve akrabalarının haricinde hiç kimse onu okumuyorsa ne anlamı var ki?” (s. 47)

“Herhangi bir sanat eseri kelimelerle ifade edilebilen sözel düşüncelerden fazlasını içerir. Eleştiriye dahil edilmesi gereken daha fazla şey söz konusudur. Bir romanı ya da şiiri tek bir kavramsal anlama indirgeyemezsin.” (s. 92)

“Hem mantığın hem de hayal gücünün eğitilmeye ihtiyacı var. Rasyonel yetilerimizin bazılarını eğitiyoruz ama Amerikan eğitiminde hayal gücüne giderek daha az yer veriliyor. Bence çok korkutucu bir durum bu.” (s. 94)


Yazma Üzerine Sohbetler, Söyleşi David Naimon, Metis Yayınları, Temmuz 2022, 3. Baskı, İstanbul.

.