Türkçemiz, Güzel Dilimiz

26 Eylül 2024

İNCİLÂ ÇALIŞKAN

Dil nedir deseler benliğimizdir derim. Dil nedir deseler özümüzdür derim. Dil nedir deseler kimliğimizdir derim. Dil nedir deseler yaşamımızdır derim. Dil nedir deseler içtiğim su, soluduğum havadır derim.

Türkçemiz dillerin dili, dillerin en güzelidir. Ağzımda bal tadı, gözümde ışık, dinleyenlerde bahar gülüşü…

Türkçemiz bizi bize yakınlaştıran, bizi bize bağlayan, bizi zenginleştirendir. Ninemizin masal dili, dedemizin destan dili, kız kardeşimizin kuş cıvıltısı, annemizin şefkat dili, babamızın kahramanlık dilidir.

Dilimiz; komşumuzla sevincimizi paylaştıran, acıyı bölüştüren, yokluğu yok edendir.

Dilimiz, kapıları bereket sözüyle açandır. Penceremizden umutları evimize doldurandır.

Dilimiz, bebeğimizi beşiklerde büyüten ninni olur. Dilimiz, kızımızı gelin eder; türkü olur. Dilimiz, oğlumuzu sınırlara yollar; asker olur.

Türkçemiz’le uyanır, yürür, düşünür, güler, tartışırız, uyuruz.

Dilimiz dillerin dili, atamın dili, yaylamın dili, ovaların dili, dağların dili, denizlerin dili, kurdun-kuşun dili…

Yüzyıllardır bilimi, felsefeyi Türkçemiz ile anlattık. Felsefe bilgini Prof. Dr. Nermi Uygur “İstersek her şeyi Türkçemiz ile anlatabiliriz,” diyor.

Komşularımıza fermanlar yolladık, savaştık, barış yaptık Türkçemiz ile.

Söz ola kese savaşı
Söz ola kestire başı
Söz ola ağulu aşı
Yağ ile bal ede bir söz
(Yunus Emre)

Atalarımız dilin gücünü böyle anlattı nesiller boyu. Yunus Emre’nin dizeleri içimizi berrak pınarlara çevirir dilimizden dizeleri dökülürken… 

“Dilim seni dilim dilim dileyim/Her başıma geleni senden bileyim.”
Sözünü bilmeyene işte böyle deyiverdi ak saçlı dedelerimiz, ninelerimiz.

“Ergen çocuk aklı mı erer, deyiverdi kem söz“ deyip hoş gördüler yaşı küçük olanı. Bağışladılar, bal gibi sözlerle gönül aldılar.

“Az söz erin yüküdür
Çok söz hayvan yüküdür
Bilene bu söz yeter
Sende güher var ise.” (Yunus Emre)

Koca Yunus dilimizi bayrak etmiş, Anadolu’nun tozlu yollarında dolanır, gezdirir durur.

“Çeşmelerden bardağın
Doldurmadan kor isen
Bin yıl dahi beklesen
Kendi dolası değil” 

Dilimizi şiirlerle, öykülerle, romanlarla beslemezsek çeşmeler boşa akar, dilimiz yoz olur, yaban olur.

Her kavramı anlatmaya yeter dilimiz. Her bilimi, her anlamı, her tekniği, her yeniliği anlatmaya yeter.

Biz istersek gökten yıldız toplar, ayı indirir, buluttan bahçeler sularız Türkçemiz ile.

Oğul balı tatlıdır baldan/Kokusu güzeldir kırmızı gülden”
Sevgimizi, ne güzel anlatır dilimiz.

“Acıyı bal eyledik”
Acımızı, ne koyu anlatır.

“Fakirin cezvesi karacadır ama sürecedir.”
Cömertliğimizi ne güzel anlatır.

“Deveyi yardan uçuran bir tutam ottur.”
Yanlışı nasıl da kınar.

“Kedinin kanadı olsaydı, serçenin adı olmazdı.”
Haksızlığa karşı çıkar söz ile dilimiz

Koca ermiş boşuna dememiş “Her ne arar isen kendinde ara.

Türkçemiz’in gücü sözlerle zengindir. Yerine göre kuş olur, gönül uçurur, yerine göre taş olur, başa değer. Sözün gücü dilin gücüdür, anlamı söze yükleyen hünerli olmalı.

“Bu gönüller pasını
Yıkayıp gidermeğe
Öyle bir söz söyle kim
Sözün hülâsasıdır.”

Ne diyor Yunus Emre? Doğruyu söyle, ama kestirmeden söyle. Az söyle öz söyle. Bize insanlığımızı anlatan, düşünceyi duyularla birdenbire kavratan bir deyişle söyle!