Pazar Kahvaltısı

Pazar Kahvaltısı
Göksu N. Çakır
Öykü
Klaros Yayınları
Nisan 2023, Ankara
86 sayfa

Rize’de dünyaya gelen Göksu N. Çakır, sınıf öğretmeni olarak İstanbul’da görev yapıyor. Edebiyat dünyasına 2015’te yayımlanan öykü kitabıyla (Suzan’ın Yürüyüşü) giren yazarın  okurla buluşan son kitabı Pazar Kahvaltısı.

Kitapta sayfa sayıları iki ile yedi arasında değişen on yedi öykü yer alıyor.  Kitaba adını veren Pazar Kahvaltısı kitabın ilk öyküsü. Pek çok okur için kitabın adı, onu kitaba çağıran ilk sestir. Bu ses, okura ne vadediyor? Pazar, tatil günüdür. Bu nedenle en sevilen gündür diye düşünülebilir. Kahvaltı, şair adını koydu koyalı mutlulukla ilişkilendirilir oldu diyerek onu pazarla buluşturduğumuzda okur keyifle gülümseyecektir. 

Kitabın adı “Kara Paltolu Adamlar Sokağı” olsaydı (8. öykü) okur, keyifle gülümsemek yerine bu sokağa kuşkuyla (belki) korkuyla bakacaktı.  Seçimini okurunu gülümsetmekten yana koyan yazarı izleyerek Londra’da bir öğrenci (Adil) evinden içeri girelim. Adil, geçici bir süreyle bulunduğu Londra’yı benimseyememiştir, aklı öykülerde ağırlıklı olarak karşımıza çıkan, geçmişini bıraktığı İstanbul’dadır. O, pek çok gencin artık şans olarak gördüğü yurtdışında bulunmanın eksilerine takılmıştır.  

Adil, sevgilisi Mary’den ayrılmayı düşünmektedir. Mary’nin ailesi tarafından normal kabul edilmemek onu rahatsız eder. “Bu adamın sana ayıracağı vakti yok, kemikleri incelemesini biliyor sadece. Kendine normal birini bul kızım.” Oysa Mary için her şey yolundadır. Hatta  attığı mesajla “Sevişmek için harika bir gün. Seni pazar kahvaltısına bekliyorum.”  diyerek onu sevişmeye ve kahvaltıya çağırır.  Oysa Adil’in bitirmesi gereken bir makale vardır. Dolayısıyla pazar gününü sevişmeye ve kahvaltıya değil çalışmaya ayırmak zorundadır. Bilgisayar ekranında yirmili yaşlarda öldüğü kabul edilen, on yedi bin yaşındaki kadın (Natalie) makalesini bitirmesini beklemektedir. 

Göksu N. Çakır, kitapta yer alan öyküleriyle canlı-cansız, yetişkin-çocuk kahramanlarıyla okurunu yaşamın içine salıyor. Okur, kimi incir çekirdeğini doldurmaz dertlerin kimi ağır sorunların arasından zaman zaman gülümseyerek karanlık yüreğini boğmadan geçip gidiyor.