Patricia Engel’den Sınırsız Ülke

21 Aralık 2024
AYSU SOL

Patricia Engel

ABD’de Kolombiyalı göçmen  bir ailenin kızı olarak dünyaya gelen Patricia Engel, New Jersey’de büyür. Devlet okullarında eğitim görür. Fransızca ve sanat tarihi alanında eğitim aldığı New York Üniversitesinden 1999’da mezun olur. Florida Uluslararası Üniversitesinde güzel sanatlar alanında yüksek lisans yapar. İlk kitabı Vida (2010) Pen/Hemingway Ödülü’nde Young Lions Fiction Awards finalisti olur. Onu yeni kitaplar ve ödüller izler. Engel, bugün yazarlığının yanı sıra Miami Üniversitesi’nde yaratıcı yazarlık dersleri de veriyor.

Engel, Sınırsız Ülke romanıyla  New American Voices Award’u kazanır, Dublin Literary Award’un uzun listesine girer. Goodreads’te 2021’in en iyi on romanı arasında yer alır.

Kitaba adını, onun son cümlesi verir: “Belki de ulus ya da vatandaşlık diye bir şey yoktur; belki sadece aile ve sevgi adına haritalara çizilmiş bölgeler, yani sınırsız bir ülke vardır.” (s. 190)

Engel, otobiyografik özellikler de taşıyan Sınırsız Ülke’de bir göçmenlik öyküsü anlatır. 

And dağlarının havasının bile ateşli silah koktuğu yıllar… “Koca bir binayı yerle bir etmeye yetecek yarım ton  dinamit yüklü arabalar  ve otobüsler. Adalet Sarayı kuşatması. Patlatılan uçaklar. Tamamen yıkılmış mahalleler. Harcanabilir görüldüğü için öldürülen insanlar. İşkence gören, sakat kalan, yerinden edilen yüz binler. Polislerin ve fakirlerin katledilmesi. Karteller, ordu, narko-gerillalar ve paramiliterler; her biri bir diğerinin  sadık ya da paralı askerlerini indirmeye çalışıyordu ve en çok kimin öldürdüğü belirsizdi.” (s. 26)

Latin Amerika’nın en yağmurlu başkenti. Bogota. Mauro, o doğduktan sonra ortadan kaybolan bir babanın ve onu evden kovan bir annenin çocuğu olarak zor bir yaşam sürdüğü günlerde bir markette çalıştığı sırada; annesi (Perla) bir çamaşırhane işleten, babası çalışmak için o bebekken Venezuela’ya giden ve  bir daha dönmeyen  Elena ile tanışır.  Mauro on beş yaşındadır, Elena on dört. Birbirlerine aşık olurlar. İlk kızları Karina, yeni milenyuma girdikten birkaç ay sonra dünyaya gelir. Annesi, ondan sonra Mauro’nun Elena’nın odasına taşınmasına izin verir. Mauro, kızına kendi çocukluğunda ona verilenden fazlasını vereceğine yemin eder. Bunu da yalnızca ülkeyi terk ederek yapabileceğine karar verir. Yurt dışına tek başına gitme düşüncesindedir. Başka bir ülkede iş bulacak, Perla ve bebeğe para gönderecek, birkaç ay sonra da geri dönecektir. Sonrasında kazandığı parayla istediklerini yapabileceklerdir. Elena, “Bizi de götür,” deyince birlikte altı aylık turist vizesiyle ABD’ye, Houston’a giderler. Bir oda kiralarlar. Mauro, mobilya taşıma işi bulur. Kendilerini göçmen olarak görmezler, geri döneceklerine inanırlar. Elena evdekinden daha kötü koşullarda yaşayacaksa bir insanın yurt dışına taşınmasının ne anlamı olduğunu sormaması için annesine yazdığı mektuplarda gerçeği ondan saklar. Oysa Elena, kendisini çok yalnız hissediyordur ve “Buraya hiç gelmemeliydik,” (s. 41) diye düşünür.  Mauro da benzer düşünceler içindedir: “Buraya her zaman yabancı olacağız. Biz Kolombiyalıyız. Kızımız da öyle Biz oraya aitiz.(s. 41) Ancak Elena hamiledir ve kafaları karışır.“Daha fazla fırsat için. Kendileri için, çocukları için. Birleşik Devletler’de kazandıkları parayla destek olabildikleri, kendi ülkelerinde kalan büyükleri için,” (s. 43) vizeleri dolduktan sonra da kaçak olarak ABD’de kalmayı seçerler. Ülkeleri onlara ihtiyaç duyduklarını sağlamayacaktır. Göçmenlere vebalıymış gibi bakılan, “Nereden geldiysenz oraya dönün” diye tıslanılan, kimilerinin onları korunmaları gereken tehlike olarak gördükleri, sürekli yabancı olacakları bir ülkede artık onları bekleyen çok daha zor günlerdir. “Ama para. Para her şeydi.” (s. 115) Yıllar, yağmur yemiş gazete mürekkebi gibi birbirine karışacak, Elena artık Kolombiya’ya döndüklerini yalnızca rüyalarında görebilecektir.

Sınırsız Ülke, “evrensel bir trajediyi gözler önüne seren” etkileyici bir roman. Okurunu, göçmenlerin gözünden göreceği bir dünyada sınırlara, uluslara, aidiyetlere… ilişkin kuracağı cümleleri yeniden gözden geçirmeye çağırıyor. Göçlerin artacağı ve geleceğin en önemli sorunları arasında “göçmenlik”in yer alacağı öngörülürken/görülürken Sınırsız Ülke’ye kulak vermek daha bir önem kazanyor. 



Kaynaklar:
Patricia Engel, Sınırsız Ülke, Holden Kitap, 3. Basım, Şubat 2024, İstanbul.

Ömer Türkeş, ‘Sınırsız Ülke’: Göçmen Olmanın Zorlukları
https://10haber.net
Yayımlanma Tarihi: 8 Mart 2024, Erişim Tarihi: 16 Aralık 2024.