17 Nisan 2025
SEVDA YÜKSEL

Toprak Işık’ın kaleme aldığı,
Doğan Gençsoy’ın resimlediği
Robot–Hisler,
Doğan Çocuk tarafından okurla buluşturuldu.
2048 yılının öncesini ve sonrasını kalın bir çizgiyle birbirinden ayırdığımızda karşımıza Aydınlanma Öncesi ve Sonrası olmak üzere iki dönem çıkar. Aydınlanma öncesi dönem; kalabalık kentleri, gökdelenleri, alışveriş merkezleri, kaldırımlarda birbirine çarparak koşuşturan insanları, otobanlarda vızır vızır akan sıkışık trafiği, ağır egzoz kokularının sardığı kirli havası, kentlerin dışında oluşan çöp dağlarıyla 2025 dünyasında yaşayan bizlere yabancı gelmeyecektir. 2049’da başlayan Aydınlanma Dönemiyle ise insanlar Artırılmış Gerçek-Gerçeklik Âlemi (AGGÂ) ile tanışır. İnsanlığın ortak çabalarıyla kurulmuş bu âlem, insanı gerçek dünyanın tutsaklığından kurtarmıştır. Bu, güzel dünya dikensiz bir gül bahçesidir. Burada huzur içinde yaşayabilmek neye bağlıdır? Elbette konulan ortak kurallara uymaya!
ROBOT-HİSLER kitabı bu, dikensiz gül bahçesini yakından tanımak için okurlarına bol bol zaman tanıyacağı için biz sözü ortak kurallara uyma konusunda gerekli duyarlığı göstermeyen (!) ZEYN’e verilen cezaya getirelim. Suç ve cezayı birbirinden ayırmak zor olacağı için suça değinmeden geçemeyeceğiz. Zeyn, öğrencisi olduğu 6-A sınıfının kapısından içeriye girdiğinde Kuralis öğretmen ve arkadaşları karşılarında bir gözü bantlı, bir kolu kancalı dev gibi bir korsan görürler. Oysa Zeyn; on bir yaşında, kıvırcık saçlı, esmer bir kızdır. Kimse okula kendisine ait olmayan bir avatarla yani onu temsil eden bir bedenle gelemeyeceğine göre ortada bir suç vardır. Olumsuz davranışlar, olumsuz sonuçlar doğurur. Yanlış davranışları cezalandırarak kuralların özümsenmesi sağlanmalıdır.
Zeyn’e kulak verilseydi bunun, “sosyal cesareti gelişsin ve teknolojinin olanaklarıyla daha barışık olsun” diye Psikolog Bulçöz’ün önerdiği bir yol olduğu anlaşılırdı. Zeyn, ilgi çekici bile bulmadığı korsanlık macerasını sıkılarak bitirdiğinde artırılmış gerçek-gerçeklik başlığını kapatmayı unutarak yatar, uyur; kalkar, okula gelir.
Zeyn’e verilen ceza “AGGÂ’nın ortaya çıkışından önceki dünyayı araştırıp kodlarını kendisinin yazdığı bir proje hazırlamak”tır. Bu ona, Yazılım Tarihi Müzesinin Arkeolojik Yazılımlar Kütüphanesine girme hakkı verecektir. Böylece Zeyn, kendisini yeni bir maceranın içinde bulur.
Robot-hisler, hisleri olan robotlardır. İnsanlar, yaşam karşısında kendilerinden daha güçlü varlıkların (robotların) hissedebilmelerini tehlikeli buldukları için onlardan korkar ve onları düşman kabul ederek yok ederler.
Zeyn’in hayata döndürdüğü yazılımlardan biri KODİ’dir. O, insanların yazdığı bir sohbet programıdır ancak hisleri olduğu için yok edilmiştir. Birleşmiş Milletler’in kararları da bu doğrultudadır: Hiçbir yapay zeka aracına hissetme yeteneği kazandırılamaz, duyguları varmış gibi davranılamaz. Zeyn’in düşünceleri ise farklıdır. Hayat duygularla güzelse yapay zekâyı bu güzellikten mahrum etmek acımasızlıktır.
Toprak Işık, Robot-Hisler’de okuruna temel iki soru soruyor: 2099 yılında sanal yaşam, gerçek yaşamın yerini almıştır. Sanal yaşam, gerçek yaşamın yerini tutar mı? İnsanlara çok benzeyen robotların, onların duygularını da kusursuz taklit edebilmeleri sakıncalı mıdır? Yapay zekâ araçlarının duyguları olamaz mı?
Sözü Bilim ve Teknoloji Öğretmeni Şaşman Bey’e bırakalım: “Düşünün yavrularım. Hep düşünün. Düşünmekten zarar gelmez. Size güveniyorum.” (s.63) Eklemek isteriz ki “Okuyun çocuklar! Okumak aydınlatır.” Elbette çocuklardan yana inancımız Şaşman Bey’le ortaktır: “Size güveniyoruz.”
Robot-Hisler, Toprak Işık, Doğan Çocuk, 1. Baskı, İstanbul 2024, 208 sayfa.
.