25 Ekim 2024
YENİ ÇIKAN KİTAPLAR
Kıran Yeli
Gülser Kut Arat
Mythos Kitap
Öykü
Temmuz 2024
110 sayfa
Gülser Kut Arat’ın ilk öykü kitabı KIRAN YELİ Mythos Kitap tarafından Temmuz 2024’te okurla buluşturuldu.
Ankara’da doğan Gülser Kut Arat, Gazi Üniversitesi Eğitim Fakültesi Fransızca Öğretmenliği Bölümünü bitirdi. Basılı dergilerde ve internet ortamında yayın yapan edebiyat portallarında öyküleri ve inceleme yazıları yayımlandı.
Yazarın ilk kitabının adı ve kapak görseli, sayfa sayıları beş ile dokuz arasında değişen on beş öykünün içeriği hakkında okuruna ipuçları veriyor. İlk sayfasında “Devrimin Çocuklarına” ithaf edilen öyküler; ülkemizin yakın tarihinde acımasız bir rüzgârla savrulan, birbirini izleyen zamansız ölümlerle yaşamdan koparılan gençlerin sıkıyönetim mahkemelerinde, karakollarda, cezaevlerinde yaşadıklarına tanıklık ediyor, kayda geçirip okuruna sunuyor. Güzel günlere ulaşma umuduyla karanlığı yeneceklerine inanan, onurlarını her şeyin üstünde tutan, direnen “devrimin çocukları”nın .yaşamlarına yön veren kavramların “umut, onur, direniş, yengi” olduğunun altı, kapak görseliyle de bir kez daha çizilmiş oluyor.
Kitaba adını veren “Kıran Yeli” öyküsü okurunu bir mezarlığa götürüyor. “İnsanlara bir şeyler verebilmek, yaşama anlam kazandıran değerleri onlarla paylaşabilmek adına hayatının en güzel yıllarını harcayan” inançlı, dirençli, iflah olmaz Nafia’nın mezarını ziyaret eden arkadaşı, kendini ve yaşananları sorguluyor. Hayatı işkencelerle hapiste geçen Nafia’yı yaşadığı acılar dermansız bir hastalığa sürüklemiş, yaşamdan koparmıştır. Çoğu arkadaşı ya içerdedir, ya sürgündedir ya da öldürüldüğü için o, yapayalnız kalmıştır. Ölümün onun için kurtuluş olduğunu düşünecek noktaya gelmiştir. Arkadaşı, Nafia’nın sitemini duyar gibi olur: “Sen yurt dışında rahattın. Bunları yaşamadın!” O da Nafia’yı yazmak, ölümsüzleştirmek isteğiyle kaleme sarılır.
…
“Artık burası bizim yerimiz değil. Sözlerimizi yitireceğiz, düşlerimiz zaten buhar olup uçtu. Sıkıcılığı sonsuza dek sürecek sandığımız gençliğimizin, yaşamamızın bir noktasında birden kayboluşu gibi biz de hiçbir yere çıkışı olmayan kapıya mı geldik? Bizim eskiden geleceğimiz olan şimdiki zamanı nasıl değerlendireceğiz? İşte bütün yaşanan kayıp ve yıkımdan sonra gelecek şey ne bilmiyorum, ondan korkmuyorum. Tutkulu bir devrimcinin darağacından korkmadığı gibi, diye fısıldıyorum.”
(Arka kapak yazısı)
.