Çocuk ve Kitap Üzerine Kısa Kısa Notlar

10 Aralık 2024
Bizim Çağ Edebiyat

Kitap en iyi arkadaş mıdır?
60’li-70’li yıllarda çocuk olanlar, kitabın en iyi arkadaş olduğuna inanarak büyüdüler. 2020’li yıllarda çocuklara sorsak “Kitap en iyi arkadaş mıdır?” yine aynı yanıtı alır mıyız? Çocukların bir kısmının yine “Evet!” diyeceğine inanmaktan yanayız. Ancak aradan geçen yarım yüzyılda arkadaş kavramının, çocukların, kitapların değiştiğini gözardı edemeyiz. Televizyonlar, bilgisayarlar, internetin sunduğu olanaklar, VCD’ler, DVD’ler, cep telefonları… zamanı kuş gibi uçuruyor, alıp götürüyor. Zararlı ve gereksiz olanın yerine yararlı ve gerekli olanı koymayı ne kadar başarabiliyoruz ya da nasıl başaracağız? Biz bir biçimde çıktık diyelim işin içinden, çocuklarımızı nasıl yönlendireceğiz? 

Okuyanın da okumayanın da aynı yanıtı verdiği bir de sorumuz var: “Boş zamanlarınızda ne yaparsınız?” Kitap okurum! Buradaki boş zaman kavramı sorgulanmaya açıktır. Kitap okumayı boş zamanlarda yapılan bir eylem olmaktan çıkarıp zaman ayrılması gereken bir eylem olarak görmenin zamanı gelmedi mi artık? 

Çocuk/okur, kitabı zaman ayrılması gereken bir eylem olarak görüyor mu? Kitaplarla ne kadar tanışıyor? Kitap seçmeyi biliyor mu? Kitapların da eğlenceli olabileceğinin farkında mı?

“Çocuğum kitap okumayı sevmiyor.”
Sık duyduğumuz yakınmalardan biri de bu değil midir? Neyse ki kitap okumanın önemli ve gerekli olduğunu düşünenler çoğunlukta. Çocuklarının okumayı sevmelerini istiyorlar ama nasıl? Bu “nasıl” üzerine epey kafa da yoruyoruz. Bir bakalım. 

Çocukları okumaktan soğutan nedenlerin başında (Aslında bu, hepimiz için geçerlidir.) okuduğunu anlamamak gelir. (Öğretmenlerin en büyük yakınması da bundan değil midir?) Sözcük dağarcığı yoksul bir çocuğun; kavrama, ilişkilendirme, anlamlandırma becerisi de zayıf olacaktır. Yoksul bir sözcük dağarcığı, kitapların dünyasını onun gözünde yabancı, kalabalık, anlaşılması güç kılacaktır. Bizler sözcüklerle düşündüğümüze göre ne kadar çok sözcük bilirsek o kadar derin bir düşünme becerisine sahip oluruz. Sözcükler için en güzel yaşam ortamı da kitaplar değil midir? Varsıl bir sözcük dağarcığı beraberine yüksek bir anlayışı da getirecektir. Uzmanların çocuklarının zekâlarını geliştirebilmek için anne babalara çocuklarıyla konuşmalarını, onlara masallar anlatmalarını önermeleri boşuna değildir. Çocuklarıyla konuşmaktan kaçınan, bunu önemsiz gören ya da buna zaman ayıramayan anne babalar, onların kapasitelerini de farkında olmadan küçültürler.

Annem, Babam, Öğretmenim… İstiyor Diye…
Çocuk kitap okumayı annesi, babası, öğretmeni istediği için, onları mutlu etmek için gerçekleştireceği bir eylem olarak görmemelidir. Kendini mutlu etmek için okumalıdır. Kitap okumak, onun gözünde mutluluk olmalıdır. 

Çocuğun Yaşadığı Ortam
Kitap okumaktan keyif alan, edebiyata değer veren, okumak için özel ortamlar oluşturan bir ailede yetişen çocuğun okuma sevgisi kendiliğinden gelişir.

Çocuğu okumaya doğrudan zorlamadan dolaylı olarak onu teşvik etme konusunda yaşadığı ortam önem kazanır. Kitaplık olan, kitaplara özel bir oda ya da bölüm ayrılan bir evde büyüyen çocuk kitapları yaşamının bir parçası olarak görecektir. Bu, çocukta kitap okuma isteği yaratmakta etkili olacaktır. Bu arada anımsatmakta yarar var. Kitaplık raflarından kendilerine bakan kitapların sesini duyan çocuk, onlara erişebilmelidir. Çocuklar erişemeyecekleri yükseklikteki kitapları almak için uğraşmaz. 

Kitap okuyan anne babalar, çocuklar için rol modeldir. Anne babasını kitap okurken, okumaktan keyif alırken gören çocukta okuma isteği uyanacaktır. Çocuklara örnek olmadan “Oku!” diye baskı yapmak yanlıştır. Çocuklar anne babalarını izler ve kopyalar. Okulla sınırlı kalan bir okuma eylemi, çocukta kalıcı bir davranışa dönüşmez. Bunun okul dışında evde de desteklenmesi gerekir.

Bir çocuk için anne babasıyla zaman geçirmek çok değerlidir. Çocuğun buna gereksinimi vardır. Özellikle küçük yaştaki çocuklar için uykudan önce anne babalarıyla kitap okumak belki de günlerinin en güzel saatidir. Böylece kitap okumak, çocukların belleklerine sevdikleri insanlarla paylaştıkları sevdikleri bir aktivite olarak yerleşecektir. Kitaba karşı olumlu duygular besleyeceklerdir.

Özellikle küçük yaşlardaki çocuklar, kitap okumanın eğlenceli olduğunu gördüğünde ona karşı ilgisi artar. Kitap okumayı nasıl eğlenceli hale getirebileceğimiz üzerinde düşünmemiz gerekir. Dramatize ederek okumak bir yöntem olabilir.  Diyelim bir sincabın kahraman olduğu bir öykü okuyoruz. Sincap maskesi takarak kitabı okumak ilgiyi artırabilir.

Teknoloji Kitabın Yerini mi Alıyor?
Çocuk; karşısında televizyon, ipad, bilgisayar, telefon oyunları gibi seçenekler dururken kitap okumayı yeğleyecek midir? Biz anne babalar olarak teknolojinin kitabın yerini almasına karşı durabilir miyiz? Bu araçların bizim denetimimizde olması, bilinçli kullanılması önemlidir. Bu araçlarla, çocuklarımızın beyinlerinin manipüle edilmesine, onlarda bağımlılık yaratılmasına izin vermemeliyiz. Çocukların kendilerini denetlemeleri elbette zordur. İş ebeveynlere düşüyor. “Çocuğum istiyor,” arkasına sığındığımız bir neden olmamalı. Çocuk isteyecek, istediği olmayınca da elbette buna tepki gösterecektir. Bu doğal. Elbette teknolojiden hiç yararlanmasınlar demiyoruz ancak sınırlı ve dikkatli. Oyalansın diye eline cep telefonunu tutuşturan anneler, çocuklarını kitaptan önce cep telefonuyla tanıştırmış oluyor ve böylece kitabın şansı azalıyor/kalmıyor.

Çocukların Seçtiği Kitaplar
Çocukla birlikte kitapçıya gitmek, çocukların okuyacakları kitapları kendilerinin seçmesi doğru bir yoldur, çocuğun kitabı benimsemesine yardımcı olur ancak çocukların seçtikleri kitapların hep aynı tarzda popüler kitaplar olması onların tek yönlü gelişmesine yol açar. Belki onun seçtiği kitabın yanına ufkunun çok yönlü gelişmesine katkı sunacak bir kitabı bizim koymamız yararlı olur. Ancak onun sevdiği kitapların hangileri olduğunu da gözden uzak tutmayalım. Bu arada onları aydınlatacağına inandığımız kitapları okumaya zorlamamız çocukların kitaplardan nefret etmesine de yol açabilir. 

İnternettetki kitap satış sitelerini çocuklarla birlikte incelemek de çocuğu kitaba yönlendirir. Arkadaşlarından ödünç kitaplar almasına da önayak olabiliriz. Kitap alışverişi, kitabı ve çocuğu birbirine yaklaştırır.

Öğretmenin Rolü
Yaratıcılığı yüksek de olsa kolaya kaçma hevesi öğretmenlerin önünü kapayabilir mi? Mesleklerinin ilk yllarında yaratcılıkları öne çıkan öğretmenlerin on yıllar geçtikçe işi otomatik pilota bağlama eğilimleri artıyor mu? Öğretmenlerin kitapla ilişkisi sıkı ve güncel olmadıkça çocuklara verebilecekleri de sınırlanmıyor mu? Bir yazardan (Ömer Açık) bir alıntı yapmak isterim: “Doğru kitabı, doğru çocukla, doğru zamanda buluşturmak bir zanaattır.” Bu zanaatın zanaatkarları da öncelikle öğretmenler değil midir?

Kitapların Geleceği
Kitaplar, bin beş yüzyıl önce bugünkü biçimleriyle hayatlarımıza girdi. Öncesinde kil tabletler ve taşların üstüne yazılan yazılar vardı. Basılmış kitapların tarihi ise yalnızca beş yüz yıl öncesine uzanıyor. Günümüzde ise elektronik/dijital kitapları konuşmaya başladık. 

Yeni teknolojilerin yeni arayışları doğurması ve beraberinde yeni biçimleri yaratması doğaldır. Onlar gereksinimlerimize karşılık geliyorsa tutunur, yaygınlaşır ve yaşar. Kitabın günümüzdeki (basılı) biçimi, işlevini tamamlarsa onların hayatlarımızdan el ayak çekmeleri de kaçınılmaz olur.  Kil tabletlere yazan insanlar, kâğıt bulundu diye karalar bağlamadı. Aksine kâğıt insanların önüne yeni bir yol serdi. 

Geleceğin kitapları bugünkünden farklı olabilir. Kitap, var  olan biçimiyle yaşamayabilir ya da yerini elektronik/dijital kitaplara bırakarak sembolik olarak yaşayabilir. Sonucu dayatma değil, ortak bir kabulleniş belirleyecektir.

Elektronik/dijital kitapları konuşacaksak belki de öncelikle dile getirmemiz gereken kaygı, onun getirdiği kolaylıkların, hızlı erişim olanağının kitapların içeriğini nasıl etkilediği/etkileyeceği, yönlendirdiği/yönlendireceği olmalıdır. Her isteyenin her istediğini yazıp paylaşması (elektronik metinler) kirlilik yaratır mı? Teknoloji, içeriği nasıl yönlendirir, biçimlendirir? Üzerinde düşünmemiz, açıklığa kavuşturmamız gereken sorulardır. 

Yararlanılan Kaynaklar
Prof. Dr. sedat Sever, Çocuk edebiyatı ve Okuma Kültürü, Tudem Yayınları, 2. Baskı, Şubat 2015.

Uluslarası Katılımlı Okuma Kültürü “Sorunlar ve Çözüm Yolları” Sempozyumu, 23-24 Ocak 2010, Eğitim-Sen Yayınları, Mayıs 2011.

.