Kasım 2023
NURDAN ALADAĞ
Öğrencilik yıllarımda utangaç bir çocuktum. Anlatmak istediğim her şeyi saman kağıtlı günceme yazardım. Yazdıklarım bazen şiire bazen de öyküye benzerdi. Lisede okurken öğretmenler günü için düzenlenen şiir yarışmasında birinci oldum. Ömer Seyfettin’in hikâye kitabının armağan edilmesi kalemimle dost olmamı sağladı.
Okulda imece usulü çıkarttığımız edebiyat dergisinde şiirimi basılı görmenin mutluluğunu bugün bile duyumsarım.
Kalem her zaman elimdeydi ama yaşamın akışına yetişmek de kolay değildi. Matematik öğretmeni olmuş, sayıların içinde sözcüklerle farklı bir yol almaya başlamıştım. Hayatın büyüklüğünü anlatmak için binlerce şiir yazmam gerekecekti. Deneme, yol günlükleri, gezi yazılarımın ortak noktası insandı. Bu kavranmadıktan sonra insanı derinliğine kavramanın yolu yoktu. Bu, beni hikâye türüyle buluşturdu. Her insanın iki hikâyesi var. Birini herkes bilir. Bir de her insanın gizli hikâyesi vardır. Ben o hikâyenin peşindeyim. Bu nedenle şiir diliyle yazdığım hikâyeye yöneldim.
Annemle babamın vefatıyla duyduğum acı hep benimleydi. Yazdığım hikâyelerin satır aralarında da bu acımı gizleyememiştim. Doğum ve ölüm arasındaki o kısacık çizgideyken hayalimi gerçekleştirememe korkusuna kapıldım. 2020 yılında dünyayı içine alan, bizi de eve kapatan küresel salgında yaşam bir aynaydı artık. Okumaya daha fazla zaman ayırdım. Çevrimiçi edebiyat etkinliklerine, söyleşilere ve atölyelere katıldım. Doldukça taştım, taştıkça yazdım. İyi olduğu içime sinene kadar da yazmaya devam ettim.
Çantanın Gizemi adlı hikâyem kitaptaki tüm hikâyeleri kucakladı. Kitabımın adını ve kapağını tasarlarken hiç zorlanmadım. Kapak tasarımını genç mimar arkadaşım Rabia Çoşkun yaptı. Annemle babamın yan yana fotoğrafı yoktu. İkisinin farklı zamanlarda çekilmiş tek başına olan fotoğraflarını birleştirdi. ‘’Yeter ki iyi olsunlar dağın ardında olsunlar” sözünü anımsatan görsel toprak rengiyle iyice bütünleşti. Çantanın içinde bir dağ, dağın ardında annemle babamın bana gururla bakışı vardı sanki.
Yayımlanma sürecinde hiç sorun yaşamadım. Hayal Yayınları sahibi Özgen Danyal ve editörüm Burak Çapan kitabıma benim kadar özen gösterdiler.
Çantanın Gizemi adlı ilk kitabımı 2021 yılının Haziran ayında elime aldım. O, iki kızımdan sonra üçüncü çocuğumdu artık. İlk imza etkinliğini memleketim Alaçatı’da, Alaçatı Kitabevi’nde gerçekleştirdim. Okurların ilgisi sevindiriciydi.
Yazar Ömer Yerlikaya, Çantanın Gizemi adlı kitabımla ilgili olarak şu satırları yazmıştı:
“Nurdan Aladağ ilk öykü kitabıyla okurunun karşısına çıkıyor. Hemen söylemeliyim ki kalemi oldukça iyi, dahası yazmasını bilen bir çıkışı ve yükselen bir ivmesi var. Bunu gördüm öykülerinde. Kaba ve dağınık anlatımdan uzak bilakis özenle seçilmiş zarif sözcükler, ifade zenginlikleri, yerine göre kısa ve uzun devrik cümlelerle öykülere farklı kimlik yükleyen şaşırtıcı bir gizemi var. Nurdan Aladağ öyküde konu olarak özgün yanını her öyküsünde sürdürüyor. Öykülerinde insanı ele alıyor ve toplum içinde insanın sorunlarını irdeliyor. Zamanı, mekânı iyi kullanıyor. Duygu devinimini iyi yansıtıyor. Kurgusu çok iyi ve başarılı. Her öyküsü sakin, inandırıcı, duru bir anlatıyla sürüyor. Cümleler ilerledikçe de daha sarsıcı tonla olayı ve bıraktığı izlerini öne çıkarıp adeta okuru sarsıyor.
Akıllıca yazılmış öyküler. Hayatı, insanı, yaşamı ve daha önemlisi okuru kucaklayan, mısralara çeken bir zindeliği var. Akıcı dili, yer yer harika betimlemeler ile göz dolduruyor. Yaşam esintileri farklı bir hüzünle yanıyor. Hüznü ve gözyaşını başka bir pencereden aktarıyor satırlarına.“
2023 yılının Ocak ayında Mühür Yayınları’ndan çıkan Kalbindeki Yaraya Bak adlı kitabımda da aynı coşkuyu yaşadım. Yazdığım hikâyeler beni heyecanlandırıyor. O heyecanla hayatın hikâyesini ve hikâyenin hayatını yaşamaya devam edeceğim.
–