17 Ağustos 2025
DERYA SİNAN

“Benim ailem sosyalizmi sınırlanmayla eşit sayıyordu. Kim olmak istediklerinin, hata yapma ve bu hatalardan öğrenme haklarının, dünyayı kendi koşullarıyla keşfetmelerinin sınırlanmasıyla. Ben liberalizmi tutulmamış vaatlerle, dayanışmanın yok edilişiyle, ayrıcalıklara sahip olma hakkıyla, adaletsizliği görmezden gelmekle bir tutuyordum. (…) Benim dünyam da, annemle babamın kaçmaya çalıştıkları dünya kadar uzak özgürlükten. İki dünya da o idealden uzak.”
Siyaset teorisyeni, akademisyen Lea Ypi, 1979 yılında sosyalist rejimin hüküm sürdüğü Arnavutluk’ta dünyaya gelir. 1991 yılında o, henüz on iki yaşındayken sosyalist yönetim sona ererek çok partili yönetime geçilir. Sosyalist sistem yerini kapitalist (bir başka deyişle liberal) sisteme bırakır. Ülkesinde her şey parçalanırken o çocukluktan gençliğe geçer, büyür. Yaşamının bu dönemine yer verdiği kitabını Özgür diye adlandırırken “özgürlük” kavramını merkeze alır.
Kitap 1991 öncesi ve sonrası olmak üzere iki bölüme ayrılıyor.
İlk bölüm “Stalin” alt başlığıyla başlar. Lea, 1990 yılının Aralık ayında o, doğmadan çok önceden beri Kültür Sarayı’nın bahçesinde duran, başının çalındığını gördüğü Stalin heykelinin ayakları dibindedir. Sağ yanağını Stalin’in bacağına yaslar, kollarını dizlerinin arkasına dolamaya çalışır. Bir protesto yürüyüşünün içine dalmış ve Stalin’e sığınmıştır. Oysa istediği yalnızca okuldan çıkıp evine gitmektir. Yanlış zamanda yanlış yerdedir.
Stalin’e sarıldığı gün; yetişkinliğe adım attığı, hayatını anlamanın sorumluluğunun kendisine ait olduğunu anladığı gün olacaktır.
Pretostocuların sloganları yankılanmaktadır: “Özgürlük, demokrasi, özgürlük, demokrasi!” Sloganların ne anlama geldiğini anlamadığı gibi başını koparanların/çalanların Stalin’den ne istediklerini de bilemez. Öğretmeni Nora’nın anlattıkları, sorgulanmayı gerektirmeyen doğrulardır. Stalin bir devdir. Pek çok insan için yaşamsal bir esin kaynağıdır. Dünyayı değiştirmiştir.
“Özgürlüğün ne olduğunu pek düşünmemiştim. Gerek de yoktu. Zaten bol bol özgürlüğümüz vardı.” (s. 15) Enver yoldaşın elini sıktığı için kendi elinin hep güçlü olacağına, hep savaşacağına inanan Nora öğretmeni gibi düşünmeye çalışır: “Bizde sosyalizm vardı. Sosyalizm bize özgürlük veriyordu. Protestocular yanılıyordu. Kimse özgürlük aramıyordu ki. Zaten herkes özgürdü.” (s.22) Enver amcayla hiç karşılaşmamış, onun elini hiç sıkmamıştır ama Stalin’in sarıldığı bacakları ona güç verecektir. Protestocular kaybetmek istemedikleri için “Özgürlük, demokrasi!” sloganları atmaktadır; özledikleri, istedikleri için değil. Oysa protestolar katlanarak artacak, protestocular “gerçek demokrasi ve özgürlük” için tek parti sisteminin sona erip siyasi çoğunluğun tanınmasını istediklerini dile getireceklerdi.
Kitabını babaannesinin anısına adayan Lea Ypi, onun geleceği nasıl düşüneceklerini bilmediklerini, geçmişe dönmeleri gerektiğini söylediğini dile getirir. Hayatının hikayesini, o doğmadan önce her şeyin nasıl olduğunu, nasıl doğduğunu merak etmeye başlar. “Hayatımın hikayesi belli bir zamanda yaşananların hikayesi değildi ama doğru soruları, daha önce hiç aklıma gelmemiş soruları aramamın hikayesiydi.” (s. 33)
Lea’nın babaannesi, babası ve annesi “biyografileri” nedeniyle partili değildir.Aile geçmişi çocuklardan gizlenir ve onların rejimin istediği yoldaşlar olarak eğitim görmeleri desteklenir ancak Lea, gün gelecek evlerinde Enver Hoca’nın resminin neden bulunmadığını sorgulamaya başlayacaktır. Ailesinin geçmişiyle ilgili sırları öğrenebilmesi ancak sosyalist rejimin yıkılmasıyla mümkün olacaktır.

Özgür‘ün yazılma öyküsünü böylece özetledikten sonra kitabın kapağında görülen, vazo olarak kullanılan kola kutusuna da dikkat çekmek isteriz. Kola, Arnavutluk’a ancak turistler aracılığıyla girmesi olası bir içecektir. Boş bir kola kutusunun süs eşyası olarak kullanılması, bütün ev içlerinin birbirine benzediği bir ülkede statü sembolu olarak görülür. Leaların evinin kısa bir süre de olsa bu statüye kavuşması, anılarında yerini alacaktır.
Özgür, Lea Ypi, Çek: İlknur Özdemir, Yapı Kredi Yayınları, İstanbul 2023, 242 sayfa.
.
