Dimitris Sotakis
Roman
Çev. Fulya Aktüre
Delidolu Yayınları
Ağustos 2023
144 sayfa
Atina’da dünyaya gelen Dimitris Sotakis, Londra’da müzik eğitimi aldı. İlk romanı (Ev) 1997’de yayımlandı. Yunan Tuhaf Dalgası’nın edebiyattaki temsilcilerinden olan Sotakis’in son romanı Yarım Kalp adıyla Delidolu Yayınları tarafından okurla buluşturuldu.
Okur, romanın dünyasına adı belirtilmeyen başkarakterin ağzından (ben anlatıcı) anlatılanlarla girer.
Başkarakter, bir kamuoyu araştırma şirketinde çalışır, hiç ilgi duymadığı araştırma sonuçlarını ve istatistik verileri düzenler. Ortak bir arkadaşlarının doğum günü partisinde tanıştığı Maria ile on beş yıldır evlidir. O, basmakalıplığa yalnızca katlanan evcilleşmemiş bir zihinken ilkokul öğretmeni Maria, öngörülebilir olanla huzurlu normal bir kadındır. Oğulları Dionysis, 13 yaşındadır, ender raslanan bir olgunluk ve mantığa sahip, sessiz sakin bir çocuktur.
Maria ile aralarındaki bütün gerilimlerin kaynağı başkarakterin geçmişidir. Bugün yaşadığı ortalama hayata kendisini bırakmadan öncesinde kendisini resme adamıştır. Güzel Sanatlar Fakültesi, başkentte özel bir okul, bir ay Paris’te eğitim, şehir merkezinde kiraladığı atölye daire… O yıllar, hayatının en güzel zamanlarıdır. Myrto, tüm varlığını borçlu olduğu aşkı, ilham perisidir. Bu, kendisini bir bütün olarak gördüğü bir dünyadır. Tarifsiz bir sarhoşlukla boğuldukları üç yılın ardından artık anımsayamadığı bir nedenle Myrto ile yolları ayrılınca o da resim yapmayı bırakır, sanatla ilgili her şeye kapılarını kapar. Maria’ya resim macerasını ve Myrto’yu anlattığı için karısı, geçmişini takıntı haline getirir. Bu, son derece anlamsızdır çünkü onun artık geçmişle hiçbir ilgisi kalmamıştır. Oysa zaman zaman resmi bırakmamış olsaydı, Maria’yla evlenmeseydi, şu anda gittiği yolu seçmemiş olsaydı ve bir zamanlar onu mutlak mutluluğa götüreceğinden emin olduğu eski rotasında ilerlemeye devam etseydi hayatının nasıl bir yön alacağı aklına takılmaktadır.
Yalnızca annesine itiraf edebildiği bir gerçek (“Anne, hayatımı nasıl yaşayacağımı hiçbir zaman bilemedim.” s. 131) olanca ağırlığyla üzerine çökerken Başkarakter, “Bir insan kendini hem kayıp bir geçmişin özlemi hem de somut yaşamı arasında ikiye bölerek nasıl uyum içinde yaşar?” (s. 127) sorusuna yanıt arayacaktır.
–