Sinema ve Edebiyat Ayrı Disiplinlerdir

26 Eylül 2023

DENİZ KOÇAK

“Sinemanın ve edebiyatın ayrı sanat disiplinleri olduğunu unutmamak ve her iki dalı da kendi perspektifinde ayrı ayrı değerlendirmek gerekir.”

Günümüzde kitap okuma eylemi gelişen teknolojiyle beraber yerini yeni okuma şekillerine bırakacak gibi görünüyor. Klasik kitapların inceltilmiş özet baskıları, sesli kitaplar ve kitapların sinemaya uyarlanmasıyla beraber kitap okuma alışkanlıklarımızda değişiklikler meydana geliyor.

21. yüzyıl sineması, görsel efektler ve yeni kurgu teknikleriyle izleyiciye daha kısa sürede tüketim sağladığından hız çağına en uygun araç olma yolunda ilerliyor. Sinema ve edebiyat sık sık birlikte çalışıyor, bazen de çatışıyor. Bazı çevrelerce uyarlamada aslına uyulmamasından dolayı eserin özünü yitirdiği savunuluyor. Bazı çevrelerce sinemaya uyarlanan eserin tanınmış iyi oyuncular, etkileyici müzikler, görsel olarak güçlü mekanlar, gelişmiş kameralar ve iyi bir kurgu ile daha güçlü bir etkiye sahip olduğu düşünülüyor. 

Sinema sektörü açısından bakıldığında sinemanın anlatacak hikayelere ihtiyaç duyması, edebiyatın da hikayelerini okuyucuya ulaştırmak istemesi sinema-edebiyat ilişkisini doğurmuştur. 

Uyarlama filmlerde sayfalarca yazılan bir eseri senaryolaştırıp filme ayrılan 1-1,5 saat gibi kısa sürede ve en etkili anlatımla göstermek gerektiği için çoğu zaman yazılı metin en önemli noktalarından kesilip yeni bir eser oluşturuluyor.

Sinema sektöründe maddi kaynakların edebiyata göre daha fazla olması, sinemanın edebiyata oranla daha güçlü ve değerli olduğu algısı yaratabilmektedir. Sinema filmi çekmenin maliyetli olmasından dolayı dünya sinema sektörü, ABD (Hollywood) gibi parasal anlamda güçlü ülkelerin tekelindedir. Dolayısıyla da en çok uyarlamanın yapıldığı ülke sineması Amerika’dır. Hatta bazı uyarlamalar film olarak ün kazandıktan sonra bunların kitabı olduğu öğreniliyor ve filmden etkilenenler kitabını da alıp okuyor, kitaplar filmlerden sonra birden popüler olmaya başlıyor. Game of Thrones ve Yüzüklerin Efendisi serileri bunlara örnek olarak verilebilir.

Sinemanın ses, ışık, müzik, sinema efektleri ve oyuncuları ile daha hızlı, daha etkili bir aktarım aracı olduğu gerçeği yadsınamaz. İzleyenlerin çoğaldığı okuyanların azaldığı bir dönemi yaşıyor bile olsak sinema, elimize alıp okuduğumuz ve hayal gücümüze göre kahramanı kendi kafamızda biçimlendirdiğimiz romanların tadını vermemektedir.

Sinema güçlü bir görsel anlatıdır, edebiyattan zaman zaman yararlanır. Sinemanın ve edebiyatın ayrı sanat disiplinleri olduğunu unutmamak ve her iki dalı da kendi perspektifinde ayrı ayrı değerlendirmek gerekir.