Sevda Müjgan Yüksel’den “Öykülerle Değerler Eğitimi”

14 Haziran 2023

GÜNAY GÜNER

Sevda Müjgan Yüksel’in kitapları da bir kez daha gösteriyor ki çocuk yazını, yetişkin yazınını belirleyen çok değerli bir alandır.”

Çocuk yazını denince Muzaffer İzgü ustanın özdeyişe dönüşmüş yaklaşımını anımsarım. “Çocuk okuru olmayan ulusun, yetişkin okuru da yazarı da olamayacağını” özenle vurgulamıştı. Başta İzgü olmak üzere çocuk yazını ustalarımız yapıtlarında her zaman, değerler – yazın ilişkisi üzerine düşünmüş, değerler kaygısı taşımışlardır. 

Günümüz çocuk yazınına büyük emek veren yazarlardan Sevda Müjgan Yüksel, 2. sınıflar için kaleme aldığı “Öykülerle Değerler Eğitimi” adı altında 10 kitaptan oluşan toplamla bu alana önemli bir katkı sağladı. Uçurtma Şenliği, İyi Kalpli Pisik, Çikolata Parkı, Güzel Bir Şey Yapacağım, Sihirli Gözlükler, Fırat’ın Gizli Dünyası, Kaybolan Penguenin Sırrı, Çiçek Suyu Oldum, Rakun Diye Bir Hayvan, Dünya Güzelleşti adlarını taşıyan on kitapta, çocukların dolaylı biçimde merak, paylaşmak, sevgi, sorumluluk, acımak (merhamet), yardımseverlik, hayal gücü, dostluk, yaşam, cömertlik, doğruluk, dürüstlük, sabır, anlayış, kardeşlik, adalet, özgüven, çalışkanlık değerleri üzerine düşünmeleri amaçlanıyor. Kuşkusuz değerler bunlarla sınırlı değil, daha çoğaltılabilir; tıpkı insan bilincinin, düşleminin sınırsızlığı, insan gereksinimlerinin yakıcılığı gibi… Ne ki günümüz yazınındaki aşındırma çabalarının çocuk yazınına da yansıdığı, çocuklara “değerler” diye ya olumsuzluklar, ideolojik dogmalar, tutsaklık ilişkisi üretecek anlayışlar aktarılmaya ya da özensiz, dili-resmi-çevirisi bozuk, tümüyle kâr-piyasa amaçlı çalışıldığı gerçektir. Bunu yapan güçler çocukluk çağının etkilenme çağı, somut algı çağı olduğunu bilmektedir. Baştan sona “kötülük”tür yapılan.

Oysa insanlığın bugüne değin ulaştırdığı birikim; erdem, özgürlük, eşitlik, barış, eleştiri, sorgulama (bir anlamda ise felsefe) ana değer dizgesini oluşturur. Bu dizgeyle uyumsuz, giderek karşıtlık durumu içeren her anlayış çocuğa, insana düşmanlıktır. (Günümüzde çocukların, gençlerin önüne “değer” diye konulan; kariyer, para, yabancı ülkede yaşam, son model otomobil…gibi iğreti, anlamsız amaçları da aynı ölçüde “kötülük” saymak çok mu yanlış olur?)

Sevda Müjgan Yüksel’in, öykü toplamını oluşturan kitaplarından Uçurtma Şenliği’nde Ezgi ile Onat dayanışırlar. Onat yurtta kalan bir çocuktur. Uçurtma şenliğinde ikisi de dereceye giremezler ama önemli olanın katılmak, birliktelik olduğunu bilirler.

İyi Kalpli Pisik’te insanlar arasında düşüncelerin ayrı olabileceği işlenir. Düş gücü çok diridir. Nesnelere kişilik, canlı işlevi verilir. Cep telefonu, teknoloji öyküye katılır. Pandaların soyunun tükenişi, sokaktaki hayvanların içinde bulunduğu kötü koşullar üzerinden yardımlaşma değeri işlenir. Yetişkinlerin, çocuk dünyasına duyarlılık gereksinimi, masalların önemi vurgulanır.

Çikolata Parkı’nda bir bakıma AVM gerçeğiyle yüzleşilir. Gezgin adlı kaplumbağa, saç tokası üzerindeki arı simgesi konuşabilmektedir. Berceste adlı kız çocuk çikolatasını Bulut’la paylaşır. Hansel ile Gratel masalına göndermeler içinde bir de bakarız ki meğer Bulut, ailesinin beklesin diye bıraktığı AVM otoparkındaki arabada uyuyakalmıştır; gördükleri düştür.

Güzel Bir Şey Yapacağım’da İbrahim yoksuldur, ayakkabısızdır. Ayakkabı yerine kalın çorap benzeri bir şey giyer. İbrahim’e anası, hak edilmemiş paraya el uzatılmayacağını öğretir. Öyküdeki öbür iletiler yardımın gizli yapılması, onur duygusunun incitilmemesi gerektiğidir.

Sihirli Gözlükler’de pilot olmak isteyen Akasya’yı halası helikopter simülasyonuna götürür. Hala ressamdır ve Akasya’ya düşlerinin resimlerini yapmasını söyler.

Fırat’ın Gizli Dünyası’nda bencilliğin kötülüğü, hayvan sevgisi işlenir.

Kaybolan Penguenin Sırrı’nda Erda, bilgisayarda penguenlerle ilgili araştırma yaparken, penguen Annabella, bilgisayardan Erda’nın odasına geçer. Konuşur, dost olurlar. Birlikte Antarktika’ya giderler. Orada bir başka penguenle, Ayaz’la arkadaşlık kurarlar. Bir yavru pengueni korurlar. Doğanın güçlüklerine tanıklık ederler. Dil üzerine düşündürmek de amaçlanan öykü şaşırtıcı biçimde sona erer: Montreal Doğa Bilimleri Müzesinden bir penguen eksilmiştir.

Çiçek Suyu Oldum’da İlayda ile Defne kardeşlerin görünürdeki geçimsizlikleri üzerinden kardeşler arasında zaman zaman görülen tartışmalar konu edilir. Tartışma, Defne’nin suçiçeği çıkarmasının ardından yerini dayanışmaya, sevgiye bırakır.

Rakun Diye Bir Hayvan’da Arya, okulda ders sırasında hem de öğretmenince “Rakun diye bir hayvan yok” denerek yalancılıkla suçlanır. Ayrıca öğretmen erkek-kız ayrımı yaptığı gibi adaletsiz de davranmıştır, doğu yanıtı kabul etmemiştir. Sarp ise rakunu bilmesine karşın, genele karşı çıkamamış, adaletsizliğe ortak olmuştur. Ne çok çağrışım dolu değil mi?

Dünya Güzelleşti adlı kitapta ise köy yaşamı ve olumlu gelenekler ön plana alınmıştır. Çocuklar sözkonusu yaşam biçimini tanıyamadan, dolayısıyla eksik büyümektedir. İmece, dayanışma, tarımsal yoğun etkinlik, üretim, üretimin, işin kazandırdığı ahlak, köy düğünü, davul-zurna, halaya durmak, komşuya gönderilen tabağın boş dönmeyişi, dilin önemi…

Sevda Müjgan Yüksel’in kitapları da bir kez daha gösteriyor ki çocuk yazını, yetişkin yazınını belirleyen çok değerli bir alandır. Dolayısıyla yazın yoluyla, çocuklara evrensel, kardeşlik ve barışa, özgürlük tutkusuna, sevgiye, dostluğa yönelik değerler aktarılmalıdır; buyruk vermeden, ders vermeden, onun eleştirel düş gücünü uyararak.