21 Eylül 2023
Biliyoruz ki uyarlamalar özgün bir yaratı olarak diğer fikir ve sanat eserlerinde olduğu gibi yeni bir telif hakkı kazanır.
İyi bir uyarlamadan beklentimiz nedir? Hikâyenin romandan alınıp filme aktarılması mı yoksa onda yakaladığımız bir derinliğin boyutlandırılarak işlenmesi mi? Romanın sinemaya uyarlanması çoğunlukla hikâyeye bağlı kalınarak onu senaryoya dönüştürüp seyirciye ulaştırmak biçiminde oluyor. Bu yapılırken romandaki kimi olay ve durumlar öne çıkarılıyor, görselliğin gücü ve oyuncunun becerisinden yararlanılarak roman gibi uzun soluklu bir eserin hikâyesi ortalama iki saatlik bir filme sığdırılıyor. Böyle olunca da seyirci romanda bulduğu tadı, okuduklarının kendi içsel dünyasında yarattığı karşılığı bulamıyor filmde. Peki bu hep mi böyledir? Elbette hayır.
Senarist, senaryoya dönüştüreceği metinde yakaladığı bir içsel çatışmayı, bir derinliği kendi alımlamasından hareket ederek metne hikâye bağlamında çok da sadık kalmadan yeni bir metin üretebilir. Sinemaya aktarılan bu metin seyirciyi ve romanın okuyucusunu yeni çatışmalara, iç dünyada yeni yolculuklara çıkarabilir. Romandaki içsel çatışmaların iyi görülmesi ve bunun görsel ifadeye aktarılması ile yeniden üretilen eserin özgün eserden farklı olması sağlanır ve başarılı filmlere imza atılabilir. Özgün eseri kesip biçerek, onda önemli bulduklarımızı alıp önemsemediğimiz yönleri öteleyerek ortaya iyi bir eser koymak olası değildir. Biliyoruz ki uyarlamalar özgün bir yaratı olarak diğer fikir ve sanat eserlerinde olduğu gibi yeni bir telif hakkı kazanır.
Winston Groom’un romanı Forrest Gump, Robet Zemenckis’in yönetmenliğinde aynı adla sinemaya aktarılır. Filmin senaryosunu Winston Groom ve Erich Roth birlikte yazar. Forrest Gump çok sevilen, çok izlenen, 8.7 IMDB puanı ile sinema dünyasında kendine oldukça iyi bir yer edinen filmlerdendir.
Romanı okuyup ardından filmi izlediğimizde romandan farklı olarak yeni ve özgün bir bakışın ortaya konmadığını görüyoruz. “Aptal olmak öyle kolay bir şey değildir ama en azından ben can sıkıcı bir hayat sürmüyorum,” diyen Forest’in başarıları ve annesinin mücadelesi gibi seyircinin kolay yakalanacağı ayrıntılar romandan alınıp seyircinin karşısına çıkarılmış, romandan hareketle yeni ve içsel bir bakış geliştirilmemiş, alt metinlerden, göndermelerden, sezdirmelerden yararlanılarak yeni bir çatışma ortaya konmamış, dolayısıyla da düz bir uyarlama ortaya çıkmıştır.
İyi bir uyarlama olup olmadığı noktasından baktığımda Forrest Gump için olumsuz görüş belittim, yoksa film kendini ispatlamış, seyircinin ve sinema dünyasının beğenisini kazanmış bir eserdir. En iyi film, en iyi erkek oyuncu, en iyi yönetmen, en iyi film montajı, görsel efekt dalında en iyi efekt, en iyi senaryo ödüllerini almıştır. Roman olarak bizdeki baskısının kapak görseli ile film afişi aynı olan Forrest Gump’ı iyi bir uyarlama olup olmadığına bakmadan izlediğimde filmin bu ödüllerin hepsini hak ettiğini düşünüyorum. Bu arada, en iyi uyarlama ödülünü almadığını da belirteyim.
–