Eleştiri Kültürü Oluşturmak Zorundayız

13 Ekim2023

YÜKSEL AKIN

Eleştiriye yönelik yanlış düşünceler ve uygulamalar nedeniyle oluşan önyargılar, eleştiriyi itici kılsa da bu, eleştiriden vazgeçileceği anlamına elbette gelmez/gelmemelidir.

“Kuşkusuz bizde gerçek eleştirinin olmayışı, gerçek bir düşünce ve sanat ortamı içinde bulunmayışımızdandır. Aydın okur sayısı arttığı zaman, özlediğimiz eleştirmenlere kavuşacağımız şüphesizdir. En çok okunan romanlarımızın baskı sayısı birkaç bini geçmiyor Bir romanın hiç olmazsa birkaç yüz bin üzerinde basıldığı gün bizde eleştirinin bir meslek olması beklenebilir. Ama bunu bekleyedururken kültürce hazırlıklı bulunanlar, ülkenin düşünce ve sanat hayatı için eleştiriyi bir görev sayarak çıkan eserleri aralıksız izlemeye ve kişisel duygulardan sıyrılarak incelemeye sabır gösterirlerse bugün hiç olmazsa birkaç eleştirmenimiz olabilir. Ama bu geçiş dönemi eleştirmenlerinden de şimdilik yoksun görünüyoruz. Oysa değer yargılarının dağıtıcısı, sanat eserlerinin bir bakıma yeniden yaratıcısı olan eleştirmenlere ne kadar da ihtiyacımız var. Hele kötü eserlerin beğeniyi bozduğu zamanlarda bu ihtiyacı bütün şiddetiyle duymamaya imkân var mı? Bugün kendisini heveslere kaptırmayacak kadar olgunluk gösteren, gerçekten kültürlü bir eleştiri ustamız olsaydı yalnız okurlar aydınlatılmış, gerçek değerler belirlenmiş olmakla kalmaz, aynı zamanda kendilerini sanatçı sanarak vakitlerini öldüren birtakım kimselerin hem kendilerine hem okurlarına verdikleri zarar da önenmiş olurdu. Böyle bir eleştirmenin yolunu dört gözle bekliyoruz.”

                                             Suut Kemal Yetkin, Eleştiri ve Eleştirmen Üzerine, 1 Ağustos 1944

Eleştiri Nedir?
“Kritike” Yunancada “hüküm verme sanatı” anlamına gelen bir sözcüktür. “Tenkit” sözcüğü, Fransızca “critique” sözcüğünün karşılığı olarak Servet-i Fünûn döneminde kullanılmaya başlar. 

Eleştirinin bir tür olarak kabul edilmesi ise Cumhuriyet döneminde gerçekleşir. 

Eleştirinin tek bir tanımını yapmak zordur.

TDK (2018), eleştiriyi “bir insanı, bir eseri, bir konuyu doğru ve yanlış yanlarını bulup göstermek amacıyla inceleme işi” diye tanımlamaktadır. Her ne kadar “doğru ve yanlış yanları” diye belirtilmiş olsa da eleştiri sözcüğünün yarattığı ilk algı “olumsuz yorum” biçiminde olmaktadır. Kusurların, yetersizliklerin sayıp döküleceği akla gelmektedir. 

Edebiyat eleştirisi söz konusu olduğunda eleştirmenin amacının yapıtları ortaya konmuş ölçütlere göre değerlendirmek, değerlerini kabul ettirmek, yazarları yönlendirecek birtakım kurallar ortaya koymak, okurun yapıtı anlayarak değerlendirmesini sağlamak olduğu söylenebilir.  Her gün edebiyat dünyasına pek çok yapıtın katıldığı göz önüne alınırsa bunlar arasında birçok değerli yapıtın gün yüzüne çıkmadan yitip gitme olasılığından söz etmek yanlış olmaz. Değerli olanla olmayanın ayrıştırılmadığı bir ortamda edebiyatın gelişmesi mümkün değildir. Eleştirinin edebiyatı varsıllaştıracağı ise ortadadır.

Eleştiri Niçin Önemlidir?
Eleştirmenin derdi, ele aldığı yapıtı ne anlatıyor, nasıl anlatıyor sorularının rehberliğinde anlamak ve yorumlamaktır. Beğendim/beğenmedim çizgisinin dışına çıkarak nedenlerin/niçinlerin ardına düşmektir.

Yazarlar genellikle insanların çoğu gibi övgüye açık, yergiye kapalıdır. İnsanda değer verildiği duygusu yaratan, başarısını onaylayan övgülerin kişinin hoşuna gitmesi doğaldır.  Beğenilmeme korkusu, yetersizlik duygusu, özgüven yitimi, küçük düşme gibi nedenler iyiniyetle yapılsa bile yazarın eleştiriye mesafeli durmasına yol açar. Yazar, eleştiri karşısında (eleştiriye açık olduğunu söylese bile) özellikle eleştiriyi kendi kişiliğine yönelik algılarsa  öfkelenebilir, savunmaya geçebilir, küstahlaşabilir, eleştiriyi yok sayabilir. Eleştirinin yapıcılığını göz ardı eder. Varsa yapıtının eksiklerine, yanlışlarına işaret edilmesi; kaleminin olgunlaşıp gelişmesinin önünü açacak, eksiklerini görerek aşmasını sağlayacak, yazarı yeni ufuklara yönlendirecektir. Oysa şakşakcılığa dönüşen alkışlar, yazarın egosonu şişirmekten başka bir işe yaramaz. 

Eleştiriye yönelik yanlış düşünceler ve uygulamalar nedeniyle oluşan önyargılar, eleştiriyi itici kılsa da bu, eleştiriden vazgeçileceği anlamına elbette gelmez/gelmemelidir. Yazar, eleştirmenin varlığıyla var olabileceğini bilmelidir.

Sağlıklı Bir Eleştiri Ortamımız Var mı?
Biz büyük oranda eleştiri kabul etmeyen, tartışarak sonuca ulaşma becerisini yerleştirememiş, ben yaptım oldumcu bir toplumuz. 

Ülkemizdeki eleştiri anlayışının genellikle “Siz beni öveceksiniz, ben de sizi överim.” kalıbı içine sıkıştığını söylemek sanırız abartılı olmayacaktır. 

Eleştiri dünyamızın çıkar ilişkilerinin gölgesinde güdük kaldığını, çürüdüğünü ve kötü kokular yaydığını kim yalanlayabilir? Keşke kirliliğin nedeni sadece para olsa. İdeolojik görüş ya da aynı camianın insanı olmak… Kişisel tanışıklıklar… İnsana ait zaaflar şemsiyesinin altına ne koyabilirseniz o.
                                Toprak Işık, Edebiyat Ortamımız,
s. 35

Yeni yayımlanan kitaplar hakkında eleştiri yazılarından çok; beğendim-beğenmedim tarzında görüş bildiren ya da kitap tanıtımından öteye geçemeyen yazıların dışında eleştiri yazılarına pek rastlanmıyor. Günümüzde edebiyat dünyasında eleştiriye yer yok. Ancak reklam ve övgüye dayalı yönlendirmelerle varlığını sürdüren bir kitap dünyasından, yazar-okur ilişkisinden söz edilebilir.

Yayınevlerinin pıtrak gibi çoğaldığı, herkesin parasını vererek kitap bastırabildiği bir ortamın   yarattığı kirlilikte, edebiyatın sorunlarını, yeni edebiyat yapıtlarının niteliğini tartışmak ne yazık ki gündemde değil. Dolayısıyla “Eleştirmen yetişmiyor artık, eleştirmen yok!” sözlerinin sahiciliği de kalmadı. İtiraz kabul etmeyen övgüler ya da karalamalara varan yergiler arasında eleştirmenleri yitirdik. 

Çok fazla kitabın yayımlandığı göz önüne alınırsa hepsinin eleştiri şansı bulmasının zor olduğu (Yazar kadar eleştirmenimiz yok.) ortadadır. Onun yerini dijital platformlardaki programlar, sosyal medya üzerinden yapılan yorumlar almaktadır. 

Yazarlar, kendi çabalarıyla yapıtlarını görünür kılmaya çalışıyor.  Edebiyat dünyasında ağırlığı olan gruplardan birine dahil olabilmişse görünür olma şansı artıyor. Yazar, yapıtına değer verecek okuru bekleyedursun okurun kitabı dikkatle okuyup üzerinde kafa yormaya ne zamanı var, ne isteği.

Okur, yazarın yapıtını duyurmasının ya da sosyal medyanın etkisinde kalarak bir kitabı okuma isteği duyabilir. Okurun kitabı bütünüyle okuyup okumadığından, beğenisini kitabın içeriğine göre mi, sosyal medyaya bakarak mı belirlediğinden emin olmak zordur. Okur, yayımlanan kitaplara ilişkin söz hakkına sahiptir  ama bunu nasıl kullandığı tartışmalı bir konudur. Yazarın ideolojisini, sosyal medyadaki paylaşımlarını ve tutumunu  gözeterek mi kitabı edinmiştir yoksa nesnel ölçütleri mi vardır, belli değildir. 

Sonuç 
Toplumsal yaşamda daha güzele, iyiye, doğruya ulaşmak istiyorsak bilimsel anlamda bir eleştiri kültürü oluşturmak zorundayız. Eleştiriyi dışlayarak hep onaylayan, insanları coşturacak söyleyişlerle beğenilerini ortaya koyanlar, topluma ne katar/kazandırır diye sormak gerekir.  

Eleştiri; bir anlama uğraşı, iyinin yanında durup olumsuza karşı uyarma çabasıdır. Yapıcı eleştiriler sayesinde yazar kendi eksikliklerini düzeltme olanağı bulur. Ancak belirli bir amaç doğrultusunda güdümlü, subjektif davranan eleştirmenler de olabilir. Kendi düşüncelerine yakın yazarlara öncelik tanıyan, öbürlerine uzak duran bu tür eleştirmenlerin kötü niyetli, yıkıcı eleştirileri ne okur ne yazar tarafından önemsenmelidir. 

Eleştirmenin bilgisi, kültürü, tarafsızlığı, tutarlılığı, eleştirideki ilkeleri açık ve anlaşılır olduğunda yaptığı eleştiriler hem yazara hem de okura yol gösterecektir. 


Yararlanılan Kaynaklar
Suut Kemal Yetkin, Edebiyat Üzerine Denemeler, (Eleştiri ve Eleştirmen Üzerine, 1 Ağustos 1944) Türkiye İş Bankası Yayınları, 2. Baskı, 1978 Ankara 

Toprak Işık, Sıradana Övgü, (Edebiyat Ortamımız, s. 35) Delidolu Yayınları, 5. Baskı, 2020 İstanbul

Yrd. Doç. Dr. Hüseyin Arak,  İkincil Yazının Oluşmasında Eleştirmenlerin Rolü Üzerine, Sosyal Bilimler Araştırmaları Dergisi,  01. 06. 2007, Sayı 2, Cilt 2.
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/801804 (Yararlanılan tarih: 28 Eylül 2023)