12 Mayıs 2023
Betül Tarıman
Şair-Yazar
İnsanın bazen bazı kitapları dönüp dönüp okuyası gelir. Fakat bu herkese göre değişir. Bana sorulsa ilk anda Sevim Burak’ın Yanık Saraylar’ı derim. Burak, 1965 yılında Yanık Saraylar ile sıra dışı bir kadının sıra dışı eseri olarak edebiyat dünyasına girmiş, edebiyat serüveni boyunca hiçbir topluluğa dâhil olmamış bir yazar. Onun öykülerini okuduğumuzda yepyeni bir öykü evreni ile karşılaşıyoruz. Ayrıca kitapta yer alan öykülerde şiirsel ifadelerin kullanılmış olması da gözlerden kaçmıyor. Bu kitap boyunca bir şölene dönüşüyor.
Latife Tekin, 80 sonrası Türk yazınında değindiği konular, kullandığı farklı tekniklerle öne çıkan bir isim. Onun 1984 yılında yayımlanan Berci Kristin Çöp Masalları’nda masal ve gerçeklikle işbirliği edilmiş, kalıplaşmış roman kurallarına kafa tutulmuş, her şeyin ötesinde yepyeni bir dil deneyimlemiş. Kitap okuyanda heyecan uyandırmakla birlikte, farklı bir dünyanın kapılarını da aralıyor.
İnsanı şehirler, edebiyat hakkında meraklandıran, okuyanda hoş duygular uyandıran Lauren Elkin’in Şehirde Yürüyen Kadınlar adlı kitabı oldukça etkileyici bir kitap. Kitap boyunca Elkin ile Londra, Paris, Venedik’te geziyor, kitabın kapağını kapattığınızda bavulu hazırlayıp seyahate çıkasınız geliyor.
Masalsı ve bir o kadar da şiirsel bir dile sahip olduğunu düşündüğüm Faruk Duman; özlemlerimizi, acılarımızı, insanın doğayla ilişkisini kendine özgü bir üslupla anlatması ile dikkatleri çeken bir yazar. Öykülerini topladığı Zeytin Taneleri Birbirine Çarpıyor meraklı Duman okuru için adeta bir imkân.
İlk baskısı 1975 yılında yapılmış bir öykü kitabı Korkuyu Beklerken. Kitapta toplamda sekiz öykü bulunuyor. Kitabında iç konuşmalara, bilinç akışına yer veren Atay, bireylerin iç dünyalarını, bunalımlı hayatlarını dile getirmiş, toplumla yabancılaşmış, intihara meyilli insanların anlatıldığı öykülerde bunu kendine has bir dille gerçekleştirmiş. Anlatım zenginliği Atay’ı Atay yapan özelliklerden olsa gerek.